Buzullar eriyince nereler sular altında kalacak?

Buzullar eriyince nereler sular altında kalacak?

Bilim insanları, eriyen buzulların çok sayıda ülke için büyük felaketleri getireceğini iddia ediyor. Bu değişim Türkiye’yi de vuracak

Hızla ısınan atmosfer, ozon tabakasındaki delikler, buzulların erimesi, insanlık tarihi için yeni bir başlangıç mı olacak? Bilim adamları bu soruların cevaplarını ararken insan kaynaklı küresel ısınmanın devam etmesi durumunda kutuplardaki buzulların erimesi yüzünden 2100 yılına kadar deniz seviyesinde 80cm yükselme olacağı konusunda uyarıda bulundu. Buzulların erimesi durumunda özellikle Marmara Denizi yükselecek ve İstanbul’un güney kıyıları sulara gömülecek.

Dünyadaki denizler 1880 yılından bu yana 20 cm yükselmiş durumda. Bilim adamları insanların sebep olduğunu iddia ettiği küresel ısınma nedeniyle kutuplardaki buzulların erimesi sonucu denizlerde 80cm yükselme olacağı ve karaların bildiğimiz şekillerinin bozulacağı konusunda uyarıda bulundu. Bunun üzerine Slovakyalı amatör grafik tasarımcısı Martin Vargic sular 80 cm yükseldiğinde dünyanın ne durumda olacağına dair bir harita hazırladı.

Senaryonun gerçekleşmesi durumunda en ağır hasarı Londra, Amsterdam ve Berlin alıyor, zira bu şehirler tamamen su seviyesinin altında kalarak yok olacak. Avustralya’nın büyük bölümü suların altında kalacak ve devasa bataklıklar ortaya çıkacak. Güney Amerika’da ise Amazon ormanlarının neredeyse tamamı suların altında kalarak Amazon Denizi’ne dönüşecek.

Türkiye’de buzulların erimesi durumunda toprakları suların altında kalacak ülkelerden. Buzulların erimesi durumunda özellikle Marmara Denizi yükselecek ve İstanbul’un güney kıyıları sulara gömülecek. Bunun dışında Karadeniz’in Orta Karadeniz Bölümünde ve Ege Kıyılarında da kayıplar oluşacak.

Grafik tasarımcısı Vargic yaptığı açıklamada, “Yapılan çalışmalar kutuplardaki buzulların erimesi sonucunda deniz seviyesini 80-100 metre yükseltebilecek miktarda olduğunu gösteriyor. Böyle bir durumun gerçekleşmesi bütün uygarlık ve dünya biyosferi için büyük bir felaket anlamına geliyor” dedi.

Dünya nüfusunun yüzde 75’inden fazlası deniz seviyesinin 100 metre altında yaşıyor. Bilim adamları küresel ısınma devam ederse hava durumunda ciddi değişikler olacağı, kasırga, tayfun ve devasa su baskınları gibi felaketlerin daha büyük ölçeklerde ve sıklaşacağı konusunda uyarıda bulunuyor.

Vargic ayrıca “Bu durumun biz hayatta iken olması pek mümkün değil çünkü iklim değişimleri kısa sürede olabilecek bir şey değil. Ama CO2 (karbondioksit) salınımını global olarak minimuma indirmediğimiz takdirde 2100 yılında dünya ısısı 4°C’den fazla artacak ve buda buzulların erimesine sebep olacak. Bu durum dünyanın bildiğimiz şekliyle kalmayacağı anlamına geliyor” şeklinde konuştu.

ABD Çevre Koruma Ajansı’nın hazırladığı rapora göre geçtiğimiz yüzyılda deniz seviyesi 18cm kadar arttı. Bunun sebebinin ise dünya ısısının 0,5°C ısınmasından ötürü olduğunu açıkladı.(İHA)

Görönland’dan dev bir parça koptu

NASA’nın verilerine göre Grönland’dan yaklaşık 120 kilometrekare büyüklüğünde bir buzul parçası koptu.

Amerikan Uzay Ajansı NASA’nın verilerine göre 2001 yılından beri Petermann Buzulu’nda bir çatlak gözleniyordu. Petermann Buzulu Kuzey Kutbu’nun güneyinde Grönland’ın son büyük buzullarından biri. Aqua uydu görüntülerine göre, kopan buzul muazzam bir buzdağı oluşturuyor.

İki yıl önce de Petermann Buzulu’ndan dev bir parça kopmuştu. 260 kilometrekarelik bu parçanın, Amerika’nın dört aylık su tüketimini karşılayacak büyüklükte olduğu açıklanmıştı.

 

Delaware Üniversitesi’nde deniz bilimci olan Andreas Münchow bloğunda, parçaların büyüklüğünün erimeye bir etkisi olmadığının altını çiziyor. Bilim adamı, buzullardaki erimenin okyanusun 600 metre derinliğinde gerçekleştiğini, buzulların burada kayalıklara çarptığını ve okyanus suyu sıcaklığının da buzulu eritebilecek ölçüde olduğunu dile getiriyor. Ancak erimeyi gözlemlemek mümkün değil.

Münchow, 150 metrelik buzulların ise okyanus suyunda erimeden yüzdüğünü, zira okyanus suyu sıcaklığının donma noktası civarında olduğunu ve buzulların erimesine doğrudan etki etmediğini belirtiyor.http://www.dw.de